Kırpıp gözünüzü açıyorsunuz ve bir yıl daha geçmiş oluyor. Doğum günleri daha hızlı geliyor. Tatiller daha yakın hissediliyor. Çocukluk yazları sonsuza kadar uzanıyordu, ama şimdi hafta sonları bile uçup gidiyor. Zaman gerçekten hızlanmıyor. Ama öyle hissediliyor.
Beyniniz Bir Hafıza Temelli Saat Tutuyor
Gerçekten zamanın geçtiğini hissetmeyiz. Onu hatırlarız. Ve bu hafıza, ne kadar çok şey oldu, ne kadar yeni hissettirdi ve ne kadar dikkat çektiğine büyük ölçüde bağlıdır.
Gençken, neredeyse her şey yenidir. İlk bisiklet. İlk arkadaş. İlk kalp kırıklığı. Beyniniz birçok yeni anı oluşturur. Bu, zamanı detaylarla doldurur ve detaylı zaman geriye dönüp bakıldığında daha yavaş gelir.
Yaşlandıkça, daha fazla gün birbirine bulanıklaşır. İşe gidip gelmek. E-postalar. Bulaşıklar. Daha az dikkat çekici olay hatırlarsınız. Bu da geçmişi daha kısa, daha az dolu ve daha hızlı gösterir.
Bir Yıllık Dilim Daha İncelir
Beş yaşındayken, bir yıl hayatınızın büyük bir parçasıdır. Yaşadığınız her şeyin yüzde 20’sidir. Bu yüzden bir yıl uzun gelir. Büyükdür.
50 yaşına geldiğinizde, bir yıl sadece yüzde 2’dir. Aynı ağırlığı taşımaz. Daha kolay kayıp gider. Zihinsel matematik bu durumu fark etmeden takip eder.
Bu fikir bazen “orantısal zaman algısı” olarak adlandırılır. Ne kadar çok yaşadıysanız, her yeni dilim o kadar küçük gelir karşılaştırıldığında.
Rutin İşleri Hızlandırır
Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak, zaman algınızı hızlandırır. Günler birbirine benzediğinde, beyniniz onları bulanıklaştırır. Sadece yeni veya duygusal açıdan yüklü anları saklamaya değer görür.
Eğer haftanız geçen haftaya benziyorsa ve ondan önceki hafta da öyleyse, geriye baktığınızda bu günler hızla geçer. Meşgul olsanız da, hafızanız der ki, “Çok bir şey olmadı.”
Yenilik Neden Zamanı Yavaşlatır
Yenilik, kalıbı kırar. Bu yüzden tatiller, daha kısa olsalar bile, daha uzun gelir. Beyniniz yüksek alarm durumundadır, yeni kokuları, sesleri, tatları ve sürprizleri depolar. Bu da her anı zengin ve dolu hissettirir.
İşte bu yüzden korkutucu veya yoğun olaylar gerçekleşirken yavaş gelir. Beyniniz odaklanmıştır, her şeyi detaylı takip eder. Bu, otomatik pilotun tam tersidir.
Zamanın Koştuğunu Hissettiren Şeyler
- Sınırlı değişikliklerle katı bir programa bağlı yaşamak
- Fokus olmadan saatlerce kaydırmak veya çoklu görev yapmak
- Uyku eksikliği, hafıza ve dikkat dağınıklığını azaltır
- Günlük hayatta molaları, seyahati veya yeniliği atlamak
- Sürekli stres, beyninizi kısa vadeli hayatta kalma moduna iter
Bu alışkanlıklar sadece sizi yıpratmakla kalmaz. Aynı zamanda zaman algınızı küçültür, günlerin geriye bakıldığında kaybolmasına neden olur.
Bunu Biraz Yavaşlatabilirsiniz
Zamanı durduramazsınız. Ama deneyiminizi uzatabilirsiniz. Bir yol, daha fazla hatırlanabilir anı yaratmaktır. Bunlar büyük olmak zorunda değil. Yeni bir parkta yürüyüş. Alışılmadık bir yemek pişirmek. Eski bir arkadaşınızı rastgele aramak. Dikkatinizi uyandıran herhangi bir şey.
Bir diğer yol ise derinlemesine odaklanmaktır. Şimdide olmak, zihninizin hızını yavaşlatır. El yazısı yazmak, meditasyon, okumak veya sadece on dakika sessiz oturmak yardımcı olabilir.
Hafıza Zaman Algınızı Şekillendirir
Ne kadar zaman harcadığınız değil, beyninizin ne kadar fark ettiğidir önemli olan. Dikkat çekenleri depolarız. Gerisini atlarız. Bu yüzden küçük değişiklikler ve yeni deneyimlerle dolu bir yaşam, tekrar eden günlerle dolu bir yaşamdan daha uzun gelir.
Yaşlandıkça, rutine kolayca düşmek mümkündür. Bu kötü değil. Ama biraz karıştırmak, zamanı tekrar daha dolu hissettirebilir.
Sadece daha fazla saat eklemekle ilgili değil. O saatlerin önemli olduğunu hissettirmekle ilgilidir.